30 Haziran 2009 Salı
Kişilik Bozukluğunu Seç =)
Kişilik Bozukluklarının Sınıflandırılması (Gannuşkin' e göre)
Gruplar Klinik Tipler
I. Düşünce bozuklukları olan 1. Astenik Tip kişilik bozuklukları 2. Psikastenik (anankastik) Tip
II. Affektif bozuklukları olan 3. Şizoid Tip kişilik bozuklukları 4. Paranoid (paranoyal) Tip
III. İrade bozuklukları olan 5. İhtiyatlı Tedbirli Tip kişilik bozuklukları 6. Affektif Tip
IV. Miks tip kişilik 7. Histerik Tip bozuklukları 8. Devamsız Tip (tahammülsüz) 9. Mozaik Tip
1. Astenik Tip:
Bu tipe mensup olan kişilik bozukluğu olanların başlıca özellikleri, onlarda çocukluktan bu yana görülen genel zayıflık, yorgunluk, nörovejetatif değişikliğe eğilim gibi belirtilerin olmasıdır. Astenik şahıslar hem fiziksel, hem de emosyonel zayıflık, saflık, duygularına kapılmak, ufak bir olaydan telaş ve heyecana kapılmak özelliklerine sahip olurlar. Gündelik yaptıkları normal işler onları çabukca yorar, günün ikinci yarısında tam takatsizlik ve güçsüzlük görülür. Asteniklere mahsus olan başlıca belirtilerden biri de dikkatin zayıflamasıdır. Onlar düşüncelerini bir yere odaklayamazlar, halsizlikten, ezginlikten, takatsizlikten, sık sık ağlamaya yönelmelerinden şikayet ederler. Dış şartlarının küçük bir değişmesi onlarda ruh düşkünlüğüne, küskünlüğe veya öfke hissine neden olur. Ancak bu üzüntüleri de çabuk geçip gider. Astenik kişilik bozukluğu olanlar hipokandrik şikayetlere eğilimli olurlar. Öyle ki, kendi sağlıklarına karşı gösterdikleri kaygı bazen gereğinden fazla olur, bütün günü sağlığı ile ilgili düşünerek geçirir ve bazı tedbirler alarak (spor yapmak, profilaksi amacı ile ilaçlar kullanmak, perhiz yapmak v.s.) kendilerini rahatlatmaya çalışırlar. Onlar hekime gitmekten mutlu olurlar ve her defasında çok miktarda şikayetler gündeme getirir ve birçok muayeneden geçerler.
2. Psikastenik (anankastik) Tip
Bu tip kişilik bozukluklarının temel özellikleri kendilerine karşı güvensiz, duyguları labil, daima aciz ve zavallı olduklarını hissetmeleri şeklindedir. Bir taraftan ümitsiz ve çaresiz görünürken bu tip şahıslar, diğer taraftan kendilerine karşı özel dikkat, kişiliklerine saygılı olunmasını istemektedirler. Çocukluk ve gençlik yaşlarında daha çok dikkate çarpan bu belirtiler onları korkak ve aciz olmaya, sık sık duygularına kapılıp yaşıtlarından uzak durmaya kendini mahkum ediyor. Bu tip kişilik bozukluğunu iki alt gruba ayırmak mümkündür.
Birinci tipe mensup olanlar heyecanlı, şüpheci, sebatsız ve bağımsız hareket edememeleri ile diğerlerinden ayrılır. Hayalen cesaretli olmayı isteselerde reel hareketlerinde buna ulaşamamaktadırlar. Ufak bir başarısızlık onları yıkmakta, kötümserliğe düşmeye, başladığı işi yarım bırakmaya neden olmaktadır. Eğitim yıllarında bilgili ve kabiliyetli olmalarına bakmayarak, bu yönlerini ortaya koyamamaktadırlar. Çok iyi bir sanatkâr veya çok iyi bir uzman oldukları halde bunu pratiğe dökmekte acizlik göstermektedirler. Yasal haklarının çiğnendiğini gördüğünde kendilerini müdafaa edecekleri yerde içlerine kapanarak sıkıntı geçirirler. Duygularının zenginliği ve ona yardımcı olunmaması onları daima kaygılı ve şüpheli olmaya, kendi hareketlerini tekrar tekrar analiz etmeye sevk etmektedir. Bazen onlar kendi hareketleri için, aynı zamanda başkaları içinde ızdırap geçirirler. Bu tip kişiler için yabancılarla, özellikle karşı cinsle iletişim kurmak çok zor olur. Daima "yok, hayır" cevabı alacaklarını düşündükleri için hiç kimseyle iletişime geçmiyorlar veya mecbur kalırlarsa bunu sıkıntı ve anksiyete içinde zorla yapıyorlar. Tek kolay yapabildikleri şey, üzerine düşen görevlerinin bir kısmını başkasına havale etmek çerçevesinde ona verilen tavsiyeleri uygulayabilmesidir. İşte ve aile içinde onların çalışmasına rehberlik eden bir adama sığınmakla kendilerini bir süre rahat hissedebilmektedirler.
Psikastenik kişilik bozukluğunun ikinci tipine mensup olan şahıslar, karakterlerindeki süpheciliğin, obsessif özellikli olmasını idrak etmeleri ile diğerinden ayrılmaktadır. Onlar önceden planlanmış ve programlanmış bir hayat anlayışı temelinde faaliyet göstererek dakik ve tam kurallara uymaya çalışırlar. Yaptıkları işi defalarca kontrol etmekle kendilerini sıkıntıdan kurtarırlar. Aynı zamanda temkinli, sade, hassas, saygılı olmağa, onlara işi düşen şahıslara hizmet etmeye, o adamların ilgisini kazanmağa çalışırlar. İstenen görevi, gereğinden fazla özen göstererek yapmak, onu yüksek kalitede uygulamak isteği bir an dahi onların yakasını bırakmamaktadır. Bunlarla birlikte hiçbir zaman yaptıkları işlerin içeriğinden memnun kalamamaktadırlar. Şüphe onları devamlı boğmakta, ümitsizlik hissi oluşturmaktadır. Psikastenik şahısları obsessif ve astenik nevrozuna tutulan hastalardan ayırmak oldukça zor olmaktadır.
3. Şizoid Tip:
Bu tip kişilik bozukluklarının başlıca yönü otistik düşünceye sahip olmaları ve bununla da başkalarından kolayca ayrılabilmeleridir. Bu tip şahıslar toplumdan kendilerini koparma, giyimleri, mimikleri, jestleri v.s. özel bir husisiyete sahip olmaktadır. Konuşmaları durgun, bir kaç standart ifadeden olup, aynı tipli hareketler ve jestlerle birlikte seyretmektedir. Çocuk yaşlarından başlayarak bu veya başka oranda oluşacak şizoid karakterin belirtileri sezilir. Onlar yaşıtları ile birlikte olmuyor; tek kalmayı seviyorlar, normal dışı çalışmalara daha çok ilgi gösteriyorlar. Tenhalıktan hoşlanan bu tip çocukların büyüdüklerinde yakın dostları, kalbini açabileceği sırdaşları olmuyor ve buna ihtiyaç da hissetmiyorlar. Çevredeki insanlar onları "Garibe" ve "Acaip" olarak sıfatlamaktadırlar. Dış dünya ile iyi ilişkiler içine girememeleri, dostluğu, arkadaşlığı becerememeleri bu tip kişilik bozukluklarının duygu ve mânevî dünyalarına menfi etki etmektedir. Onlar başkasının (hatta yakın akrabalarının) derdine ortak olmak, sıkıntı ve sarsıntı geçiren insanlara cesaret ve destek vermek kabiliyetine sahip olmuyorlar. "Kaygı" anlayışı sanki onlar için mevcut değildir. Bu tip kişilik bozuklukları hakkında P. V. Gannuşkin şöyle demiştir:
"Onlar, çevrede meydana gelen olayları sanki eğri bir aynada görürler. Tek bir hadisenin ayrı ayrı yönlerini olduğu gibi kavradıkları halde, olayın mahiyetine ulaşamamaktadırlar, sanki onu anlayamamaktadırlar. Onun ilgisini çekmeyen ne varsa onu görmüyor veya inkar ediyor." Böyle bir ilişki Hegel'in meşhur "En kötü şey, hakikati idrak etmektir" sözüne benziyor. Şizoidler sensitif ve ekspansif olarak iki gruba ayrılabilir.
Sensitif şizoidler, duygularına kapılan, hayalperest, ancak isteklerine hiçbir zaman ulaşamayan şahıslardır. Gerçek olguyu olduğu gibi kabul edememekte, çabuk incindiklerinden (değme düşer) kendi amaçlarına ulaşmak için tartışmaya girmeye muktedir olamıyorlar. Onlar iş ve evini sık sık değiştirir. Bu da romantik hayalperestliğin peşine düşmek ile ilgilidir. Nadir durumlarda bu tip insanlar arasında fitrî kabiliyete sahip olanlar da olur. Musiki, ressamlık ve sanatın diğer dallarında çalışan bu tip şahıslar başarılı eserler verebilmektedirler.
Ekspansif gruba dahil olan şizoidler, genellikle, kendi sanatını iyi bilen, başladığı bir işi sonuca ulaştırmak için mümkün olan herşeyi yapmaya hazır insanlardır. Ancak başkaları ile uyum içine girmedikleri ve dikbaşlı oldukları için sevememektedirler. Egoist, kendilerine güvenmeleri onları soğukkanlı, mağrur, herkes ile resmî ilişkiler içinde olurlar. Bazen bu tip şahıslar standart dışı, riskli işlere girerler ve sosyal öneme haiz aktiviteler başarabilirler (meselâ, ilmî keşifler, devrimler v.s.).
4. Paranoid (Paranoyal) Tip:
Yüksek değerlere sahip fikirlerle yaşayan bu grup hastalar bireysel özelliklerini, bilgi ve becerilerini her zaman ortaya koymaya gayret gösterirler. Egoistlik ve başkaları ile uyum içinde olamamak eğilimi de bu özellikleri ile ilgilidir. Onların bakış alanı bireysel yapılarının dışına çıkmamaktadır. Mânevî hayatları durgun ve tekdüze olup hayali olarak kurdukları dünya içerisinde dönerler. Başkalarının fikirlerini daima inkar eder, tenkit tipi açıklamaları kabullenmezler. Onlar için yalnız bir hakikat, kendilerinin fikirleri mevcuttur. Bu fikirleri ve düşüncelerini paylaşmayan insanları yabancı ve düşman olarak algılarlar. Aynı zamanda şüpheci olan bu şahıslar hiç kimse ile dostluk kuramamakta, yalnız yaşamaya eğilim göstermektedir. Hayali "düşmanlarına" karşı savaş açmaktan yorulmayan bu insanlar, bazen oldukça gaddar, adaletsiz hareket de edebilmektedirler. Paranoyal kişi kendi amacına ulaşmak için yıllarca tartışmaktan, savaşıp durmaktan, çeşitli idare ve kurumlara şikayette bulunmaktan yorulmamaktadırlar. Bu gruptaki hastalar devamlı şikayet eden, dilekçeler yazan, kamu kurumlarını meşgul eden bireylerdir. Bu nedenle kolluk kuvvetleri ve adlî mercilerde bu insanlardan çok sıkıntı çekerler.
Gannuşkin'in fanatikler olarak isimlendirdiği diğer grup paranoidler bazı özellikleri ile ayrılmaktadır. Bu da ileri sürdükleri fikirleri, şahsî ilgilerinden daha önemli ve üstün tutmalarıdır. Onlar maddî kazanç, şahsî mutlulukları için değil, önüne koydukları amaç uğrunda tartışma yaparlar. Bu amaç uğruna onlar herşeyden (vazifelerinden, varlıklarından, sağlıklarından) geçmeye hazırdırlar. Genellikle, din görevlileri, alimler ve siyasetçiler arasında karşımıza çıkan bu tip şahıslar fedailik örneği göstermeye muktedir insanlardır. Bir çok durumlarda suç mesuliyeti taşıyan bu gibi insanlar sorumsuz kabul edilir ve Azerbeycan Cumhuriyeti Ceza Hukuku'nun 11. maddesine göre işleme tabi tutulurlar.
5. Epileptoit Tip:
Bu tip şahıslar okul öncesi dönemden başlayarak bazı özellikleri ile diğer insanlardan ayrılırlar. Onlar çabuk sinirlenen, saldırgan, söz dinlemeyen ve aksi olmaları ile dikkati çeker. Bunlar okul döneminde grup içinde lider gibi ortaya çıkarlar, bağımsızdırlar, herşeyi başaran bir insan gibi görünürler. Sık sık gözlenen ve 2-3 gün kadar süren disfori halinin tesbit edilmesi, asık surat ve güçlü affektif belirtilerin olması psikiyatristler için diagnostik öneme haizdir. Atak esnasında bu tip kişiler bazen vicdansız ve gerilim içinde olduklarından çok kötü eylemler yapabilirler, avlarına işkence yaparlar. Böyle bir hastamız epileptoid aktivasyon döneminde eşine işkence yapabilmiştir. Bir başka hastamız atak döneminde eşini öldürdükten sonra ölüyü balta ile doğramış, çuvallara doldurup su kanalına atmıştır.
Paranoyal hastalarda farklı olarak epileptoid psikopatiyalar amaca yönelik eylem yapamamaktadırlar. Son derece egoist karaktere sahip olan bu tip şahıslar başkaları ile uzlaşıp uyuşamazlar, tartışma çıkarırlar, aynı zamanda toplum içinde herkesi kendine karşı kışkırtır, çatışma odağına dönüşürler. Düzgün terbiye ve eğitim sonucunda, gösterilen bu özellikler kontrol altına alınabilir. Ancak hayattaki zorluklar (askerlik görevi, kötü şartlar, sinirsel gerilim oluşturan çalışma hayatı v.s.) hastalığa yeniden şiddet kazandırır. Bazen bu tip hastalar önüne çıkan zorlukları başka türlü de, meselâ, amirine yaltaklanmak, iteat etmek, dakiklik örneği göstermek şeklinde de halledebilirler. Unutmamalı ki, bu cihetler kısa bir sürede değişebilir ve aynı şahıs suç işleyebilir. Bu gibi özellikler bu hastalara sık sık suç işlemeye yöneltir.
6. Affektif Tip:
Bu tiplerin başlıca özellikleri ruh halinin birbirine zıd kutuplar arasında (Distimik ve Hipertimiya) sık sık değişmesidir.
Distimikler: Gannuşkin'in fikrine göre "Doğuştan pessimistlerdir." Bunların ruh hali daima aşağı olup heran, kötü bir olayın olmasını beklerler. Bunları hiçbirşey mutlu etmez, hayatlarındaki mutlu olayları, başarılarını görüp sevinmek duygusu sanki onlara yabancıdır. Bu tipe mensup olanlar normal hayatta sakin, keyifsiz, durgun hareketli bireyler olup aynı zamanda kendi görevlerini vicdanla yerine getiren, bu nedenle de herkesin hürmet ettiği kişilerdir.
Hipertimikler: Bunlar ise distimiklerin tam aksini teşkil edenlerdir. İlk etapta bunların ruh halinin yüksek olması, şen ve mutlu görünmeleri dikkati çeker. Başkaları ile oldukça çabuk arkadaşlık ve dostluk kurabilirler, optimist ve çevik olmaları onları toplumun sevdiği insan durumuna getirir. Ancak, yakından tanıdıkça onların hafif karakterli, daha çok söz veren, sonuna kadar dostluğu taşımayan insanlardır. Bunların gayr-i ciddî tabiata sahip olmaları, çevresindeki insanların yanında gerçek yüzleri ortaya çıkmaktadır. Öyle ki, onlar hakkında sık sık "Bel bağlanacak adam değil" sözlerini işitmek mümkündür.
Distimiklerle hipertimikler arasında geçit teşkil eden diğer ara tipler sikloidler olarak isimlendirilir. Bunların başlıca özellikleri ruh hallerinin labilliğidir. Emosyonel yapıları sirküler olarak yüksek ve aşağı olması, aynı zamanda iş kabiliyetinin, çevresindekilere iletişimin de değişmesi ile birlikte seyreder. Ruh halinin yüksek olduğu dönemde sikloidler oldukça aktif, şen, optimist görünürler. Sanki hiçbir zorluktan korkmayan böyle şahıslar bu dönemde başladıkları işe sonuna ulaştırabilirler.
Ancak ruh halinin kötü olduğu dönemde herşey tersine cereyan eder. Dış görünüşleri değişir, zayıf ve keyifsiz görünür. Başladıkları işi yarım bırakırlar. Hiç kimseyle dostluk kurmak istemezler.
Sikloidlerin ruh halinin değişmesi süresi ve bunun sebepleri tam olarak öğrenilememiştir. Bu konuyla ilgili muhtelif görüşler mevcuttur. Bazı bilim adamları bu durum mevsimlerle, hava şartlarıyla, sosyal çevrenin etkisiyle, bazıları genel sağlıkla, yahutta biyolojik-endojen etkenlerle izah etmeye çalışmışlardır.
7. Histerik Tip:
Kendi aktivitesi ile herkesin dikkatini kendi üzerine çekmeye çalışan, olayların seyrinde etkili rol oynamaya can atan, bu amaçla çeşitli eylemler (bazen artistik hareketler) ortaya koyan şahıslar olup çok çabuk tanınırlar. Böyleleri hakkında Alman psikiyatristi Jaspers şunları söylemiştir. "Histeriğin temel özelliği olduğundan fazla görünmeye, daha çok duygulanım göstermeye can atmalarıdır."
Emosyonel yönden zengin görünmek için gereğinden fazla gayretkeşlik yapmalarına bakmayarak, histerik tipler duygulanımca hiç de derinliği olmayan, başkalarının dertlerine ilgisiz kalmayı beceren şahıslardır. Onlar için en önemli şey kendi duygularını ve sıkıntılarını göstermek, herkesin ilgi odağında bulunmaktadır. Onlar, genellikle, mutluluktan hoşlanır, kendisine ilgi duyanların arasında olmaya çalışır ve herhangi bir özellikleri ile farklılıklarını ortaya koyup övülmekten haz duyarlar. Onlara ilgi gösterilmediğinde kısa süre içinde ruh halleri değişir, sinirlenir, çekinme, tartışma, bazen ise kavga odağına dönüşürler. Bu durumlarda kendilerini rahat ve mutlu hissederler. Gerilim oluşursa, histerik derhal kötü bir duruma düşer, çeşitli emosyonel haller, o çerçevede, ataklar şeklinde konvülziyonlar oluştururlar, kendilerine zarar verirler. İ.P. Pavlov'un tanımladığı güzelliğe mensup olan bu şahıslar bazı durumlarda kendi fantezileri ile reel hayatı değerlendirememektedirler ve bu yüzden de kendilerini bir nevi sosyal gerçekten koparırlar
Kreşmer histeroid tipin özel bir varyantın, ayırmayı teklif etmiş ve onlara yalancılar (pseudologlar) adını vermişti. Kendi tabiî özelliklerinden maharetle yararlanabilen bu adamlar emosyonel boyalarla zengin ifadelerle başkalarını inandırmak, onları yoldan çıkarmak yeteneğine sahip olurlar. Söyledikleri yalan fikirlere başkalarını inandırır, hatta kendileri de inanır. Bazen maddî gelir elde etmek amacıyla "maharet", "becerik", ortaya koyarak (meselâ, tedavi işi ile meşgul olmak, fazla bakmak v.s.) şarlatanlık yaparlar.
8. Sebatsız Tip:
Bu tip hastalar bazı karakteristik özelliklerine, meselâ, sebatsız olmaları, küçük bir nedenden dolayı sinirlenmeleri, dikkatlerini toplayamamaları, şımarık ve nazlı büyütülmeleri ve yaramaz olmaları nedeniyle küçük yaşlardan itibaren yaşıtlarından ayrılırlar. Başkalarına çabuk inanan ve itimat eden bu tipler herkes ile arkadaşlık yapmaya, her toplantı ve davetlere katılmaya çalışır, liderliğe can atarlar. Ancak iradelerin zayıflığı, kısa bir süre içinde yumuşak tabiatları ve başarısızlığını ortaya koyar. Bu şekilde güvenilmez şahıslar olduğu tesbit edilir.
Sebatsız tipler süratle başkalarına inanır ve etki altında kalırlar, ancak bu yakınlık uzun süre devam etmez, birliktelik kolaylıkla bozulur. Bu gün kabul ettiği bir fikri, sabah reddeder. Verdiği sözden vazgeçmek onlarda adet halini almıştır. İlk bakışta çevresindekileri çeken, güya yüksek enerjiye sahip, müteşebbis ve güçlü iradeli bir insan gibi gözükür. Onların yaptıkları herhangibir hatalı iş ortaya konursa derhal özür diler, yanlış yaptıklarını belirtir, ancak bu şekilde de kolaylıkla sorumsuz hareketlerine devam ederler. Yabancı adamlara kolaylıkla yaklaşabilmeleri, herkese inanmaları, çabuk etki altında kalmaları, iradelerinin zayıf olması; onların günlük çalışmalarına, yaptıkları ve aile içi ilişkilere de etkisini gösterir. Antisosyal haraketlere, alkolizme, narkomaniyaya v.s. eğilim başkalarına göre daha fazladır. Demek ki, bu tiplerin hiçbiri kusursuz olmuyor. Kendi menfi özelliklerini başkalarından saklamaya çalışan sebatsız tipler, uygun ortamda, bu çerçevede, düzenli bir toplulukta, nezih insanların arasında çalışıp yaşarsa kendinin bir çok özelliğini ortaya koymadan normal yaşayabilir. Yıllarca devam eden bu yaşam tarzı, hatta onların birçok bireysel çatışmalarını da gizleyebilir.
9. Mozaik Tip:
Bu veya diğer kişilik bozukluklarına sahip şahıslarda belirli bir tip kişilik bozukluğunu (sendromu) tesbit etmek olanaksız olduğunda mozaik tip tanımından yararlanılır. Belirtmek lazımdır ki; ancak bir özellikle kendini ortaya koyan "tek sendromlu" kişilik bozuklukları görmek mümkün değildir. Herhangi bir tipe mensup kişilik bozukluklarında diğer tiplerin belirtilerini de görmek mümkündür. Ancak klinik teşhisi belirlerken baskınlığı oluşturan sendromu temel almak gerekir. Bazen, hayat aktivitesini kişilik bozukluklarının bu veya diğer bir özelliği değişir, yerine bir başka özellik gelir. Kişilik bozukluklarının dinamiğinde bu yön unutulmamalıdır. Günlük tecrübemizde depressif özelliklerin sikloidle, psikasteninin agressif ajitasyonla yer değiştirmesini görmüşüzdür. Yaşamın bazı zorlukları, gergin ve zararlı iş ortamı kişiliğin disharmonisini kolaylıkla güçlendirir ve onu daha da kötü hale getirir. Mozaik tip kişilik bozuklukların dinamiği değişikliklere daha kolay maruz kalan, sık sık ağırlaşmalar gösteren, polimorf özellikleri ile ayrılan bir tiptir.
(kaynak: www.hipnoz.com)
Devamını okuyun...>>
Anne Schopenhauer'in mektupları ve oğlunun aforizmaları
Evet, Genç Arthur'un babasının vefatından sonra çoşan, kendini bir oraya bir buraya atan, kitaplar yazan, house partyler veren, Goethe'yle fingirdeşen annesi Johanna Schopenhauer'in oğluna yazdığı mektuplardan aralarındaki ilişkiyi sonsuza dek bitiren mektuplar elimize ulaştı. İşte onlar ve Arthur Schopenhauer'in aforizmaları:
"...Yaradılışını biliyorum... sinir bozucu ve dayanılmazsın ve seninle yaşamak bana çok zor geliyor. Bütün iyi özelliklerin süper-akıllılığınla kararıyor ve böylece dünya için işe yaramaz hale geliyor ...kendin hariç herkeste kusur buluyorsun...bu yüzden etrafındaki insanları üzüyorsun -hiç kimse böyle zorlayıcı bir tavırla düzelmek ya da aydınlanmak şstemez, hele ki senin gibi hala önemsiz olan biri tarafından. Kimse bu kadar çok kişisel zayıflığı olan biri tarafından eleştirilmeye dayanamaz, özellikle küçümseyici tarzın, en küçük bir hata olasılığından bile şüphelenmeden kehanette bulunurcasına şöyle şöyle diye ısrar etmen.
Bundan daha az kendin olsan ancak gülünç olurdun, ama şimdi ki halinle çok sinir bozucusun... Diğer binlerce öğrenci gibi Gotha'da yaşayıp öğrenim görebilirdin... ama bunu istemedin ve atıldın... Senin olmak istediğin gibi edebi dergi olmak sıkıcı, iğrenç bir şey, çünkü insan onun sayfalarını basılı olduğu bir dergiye yapabildiği gibi atlayamıyor ya da süprüntüyü yaptığı gibi sobanın arkasına fırlatamıyor."
"Galiba ne istediğimi ve olaylar hakkında ne hissettiğimi sana açıkça söylemek en akıllıca şey olacak, böylece en başından birbirimizi iyi anlayabiliriz. Sana çok düşkün olduğumdan hiçbir kuşkun yoktur herhalde. Bunu sana kanıtladım ve yaşadığım sürece de kanıtlayacağım. Senin mutlu olduğunu bilmek benim mutluluğum için gerekli ama buna tanık olmam gerekmiyor. Sana her zaman seninle birlikte yaşamanın çok zor olduğunu söyledim... Seni daha iyi tanıdıkça bunu daha güçlü bir şekilde hissediyorum.
Bunu senden saklamayacağım: sen olduğun gibi kaldığın sürece senin yakınında olmaktansa her türlü fedakarlığı yapmayı tercih ederim... Beni en fazla tiksindiren şey yüreğinde değil; senin dışında, içinde değil. Fikirlerinde, yargılarında, alışkanlıklarında; bir anlamda üzerinde anlaştığımız dış dünyayla ilgili bir şey yok.
Bak, sevgili Artur, beni bir kaç günlüğüne de olsa her ziyaret edişinde hiç yoktan şiddetli olaylar çıktı ve her seferinde ben ancak sen gittikten sonra yeniden nefes alabildim, çünkü senin varlığın, kaçınılmaz şeyler konusundaki yakınmaların, asık suratın, ifade ettiğin garip fikirlerin... -bütün bunlar benim canımı sıkıyor ve rahatsız ediyor, sana da yararı olmuyor."
" Seninle hangi koşullarda birlikte olmak istediğime kulak ver: pansiyonunda evindesin, benim evimde... evle ilgili düzenlemelere karışmayan bir konuksun. Her gün saat birde gelip üçte gideceksin, sonra seni bütün gün boyunca bir daha görmeyeceğim, eğer istersen salon günlerime ve o iki akşam verdğim yemeklere katılabilirsin , ama ancak o yorucu, beni sinir eden tartışmalara ara verirsen... Gün içinde seninle ilgili bilmem gereken her şeyi bana anlatabilirsin, geri kalan zamanda kendi başının çaresine kendin bakmalısın. Kendi eğlencem pahasına seni eğlendiremem. Bu kadar yeter, artık isteklerimi biliyorsun ve umarım annelik ilgimin ve sevgimin bedelini bana karşı gelerek ödemezsin"
" Dün annene karşı sergilediğin uygunsuz davranıştan sonra gürültüyle çarptığın kapı artık ikimizin arasında sonsuza dek kapalı kalacak. Sayfiyeye gidiyorum ve senin gittiğini öğrenene kadar da geri dönmeyeceğim. Bir annenin kalbinin nasıl olduğunu bilmiyorsun - ne kadar duygulu bir şekilde severse, bir zamanlar sevilen elden gelen her darbeyi o kadar acı dolu bir şekilde hisseder. Sen kendini benden kopardın; güvensizliğin, hayatıma ve arkadaş seçimime yönelttiğin eleştirilerin, bana karşı keyfi davranışların, cinsiyetimi küçümsemen, mutluluğuma katkıda bulunmak istememen, açgözlülüğün -bu ve daha pek çokları bana kötü görünmene neden oluyor... Ben ölmüş olsaydım ve babanla uğraşmak zorunda kalsaydın onu da eğitmeye cesaret eder miydin? Yoksa onun hayatını, arkadaşlarını da kontrol etmeye çalışır mıydın? Ben ondan daha mı değersizim? O senin için benden fazla şey mi yaptı? Seni benden daha mı çok sevdi? Benim sana karşı olan görevlerim sona erdi. Kendi yoluna git. Artık seninle ilgili bir bağım olmasını istemiyorum. Adresini bırak, ama bana yazma, bundan sonra senden gelen mektupları ne okuyacak ne de cevaplayacağım... artık her şey bitti... Beni çok incittin. Yaşa ve olabildiğin kadar mutlu ol.
Ve bu mektuptan sonra Johanna Schopenhauer 25 yıl daha yaşadı ama bir daha oğluyla hiç görüşmediler.
- Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker. Nhai olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve özenle devam ederiz, tıpkı sonunda patlayacağından emin olsakta olabildiğince uzun ve büyük bir sabun köpüğü üflememiz gibi.
- Cinsel birleşmedeki esrime hali. İşte bu! Her şeyin gerçek özü ve nüvesi bu, varoluşun amacı ve hedefi.
- Hayat berbat bir şeydir. Hayatımı onu düşünerek geçirmeye karar verdim.
- Yetenek başkalarının ulaşamadığı hedefi vuran nişancı gibidir; dahi ise başkalarının göremediği bir hedefi vuran bir nişancı.
- Mutlu bir hayat olanaksızdır; insanın başarabileceği en iyi şey kahramanca bir hayattır.
- Dünyaya bakış açımızın sağlam temelleri ve derinlik veya sığlığı çocukluk yıllarında oluşur. Bu görüş daha sonra özenle düzeltilir ve mükemmel hale getirilir, ama özde değişmeden kalır.
- Eğer hayat küçük ayrıntılarıyla bakacak olursak ne kadar gülünç görünür. Mikroskopta görülen bir su damlası gibidir, tek hücrelilerle kaynayan tek bir damla. Telaşla koşuşturup birbirleriyle mücadele etmelerine nasıl güleriz. İster bu su damlasında isterse insan hayatının küçük süresi içinde olsun bu korkunç etkinlikler komik bir etki yaratıyor.
- Her şey dinin yanında: vahiy, kehanetler, hükümetin koruması, en yüksek değer ve tanınmışlık... ve hepsinden öte, doktrinlerini çocukluğun körpe çağında zihne kazıma, dolayısıyla neredeyse doğuştan gelen fikirler gibi görünmelerini sağlama şeklindeki paha biçilmez ayrıcalık.
- İleriyi önceden görebilseydik, çocukların ölüme değil, hayata mahkum olan, ama henüz cezaların ne anlama geldiğini bilemeyecek kadar bilinçsiz olan masum mahkumlar olduğunu görebilirdik. Yine de her insan ileri yaşlara... " bugün kötü ve her gün daha da kötüleşecek, ta ki en kötüsü olana kadar" denebilecek bir hayat durumuna ulaşmak ister.
- Beyin olanca gücüyle ilerlerken, cinsel sistemlerin korkunç etkinliği daha uykuda olduğu için çocukluk, hayatımız boyunca özlemle geri dönüp baktığımız masumiyet ve mutluluk dönemi, hayatın cennetidir, kayıp Cennet.
- En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız olduğunu da söyleyebiliriz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.
- Krallar taçlarını ve asalarını geride bıraktılar, kahramanlar da silahlarını. Ama aralarındaki, görkemlilikleri dışlarına taşan, bunu dışarıdaki şeylerden almayan büyük insanlar, büyüklüklerini yanlarında götürürler.
- İnsanların çoğu hayatlarının sonunda geriye dönüp baktıklarında molalarda yaşadıklarını görürler. Takdir etmeden ve zevk almadan yanlarından geçip giden şeyin aslında hayatları olduğunu gördüklerinde şaşırırlar. Ve böylece umutlarla kandırılıan insan ölümün kollarına koşar.
- Üstün, nadir bulunan zekaya sahip insanlar yalnızca yararlı olan bir işe girmeye zorlandıklarında en güzel resimlerle süslenip sonra da mutfak kabı olarak kullanılan değerli bir vazoya benzer.
- İnsanın somut olarak yaşadığı hayatın yanı sıra her zaman soyut olarak ikinci bir hayat yaşaması dikkate değer ve önemlidir... sakince enine boyuna düşünme alanında önceden onu tamamen ele geçiren ve yoğun bir şekilde etkileyen şeyler soğuk, renksiz ve uzak görünür; o yalnızca bir seyirci ve gözlemcidir.
- Kısa boylu, dar omuzlu, geniş kalcalı ve kısa bacaklı bir cinse ‘güzel olan’ demek, ancak cinsel dürtüleri tarafından yönlendirilen erkek bir beynin ürünü olabilir: kadının tüm ‘güzelliği’ ancak bu cinsel dürtüde mevcuttur. kadını ‘güzel olan’ yerine ‘estetik olmayan’ olarak tanımlamak daha haklı bir betimleme olurdu.
- Büyük acılar daha önemsizlerinin hissedilmesini engeller ve tersine, büyük acıların yokluğunda en küçük dertler ve sıkıntılar bile bize büyük acı verir.
- Hiçbir şey onu telaşlandırıp heyecanlandıramaz artık. Bizi dünyaya bağlayan ve bizi (kaygı, yakıcı arzu, öfke ve korku dolu olan bizi) sürekli acı için ileri geri sürükleyen binlerce istenç bağı: o hepsini kesip paramparça etti. Gülümseyerek geriye, şu anda oyunun sonuna gelmiş bir satranç oyuncusu gibi kayıtsızca önünde duran bu dünyanın düşsel görüntüler geçidine bakıyor.
- Çiçek yanıt verdi: Seni aptal! Görülmek için mi açtığımı sanıyorsun? Kendi zevkim için açılıyorum, başkaları için değil, çünkü hoşuma gidiyor. Aldığım zevk var olmaktan ve açmaktan ibaret.
- Gençliğimizdeki neşelilik ve karamsarlığa kapılmama hali, kısmen hayat tepesine tırmanıyor ve tepenin öteki tarafındaki ölümü görmüyor olduğumuz gerçeğine dayanır.
- Seks, çerçöpüyle izinsiz içeri girmekte, devlet adamlarının müzakerelerine ve alimlerin araştırmalarına müdahale etmekte tereddüt etmez. Her gün en değerli ilişkileri mahveder. Daha önce onurlu ve dimdik olan insanların vicdanlarını çalar.
- Sırrım konusunda sessizliğimi korursam benim eserim olur; eğer ağzımdan kaçırırsam ben onun esiri olurum. Sessizlik ağacında huzur meyveleri yetişir.
- Eğer dalavericilerin oyuncağı ve soytarıların maskarası olmak istemiyorsak, ilk kural içine kapanık ve ulaşılmaz olmaktır.
- Otuz yaşıma gelene kadar öyle olmayan yaratıklara eşitimmiş gibi davranmaktan bıkıp usandım. Bir kedi genç olduğu sürece kağıt toplarla oynar, çünkü onları canlı ve kendine benzer bir şey olarak görür. İnsan denen iki ayaklı hayvanlar da benim için aynı şeyi ifade ediyor.
- Düşmanının bilmemesi gerekeni dostuna söyleme
- Bütün kişisel ilişkilere sır gibi bak ve yakın arkadaşlarınla bile tam bir yabancı gibi kal... Çünkü koşullar değişince bizim hakkımızda bildiği en zararsız şeyler bile bizim zararımıza olabilir.
- Ne sevgiye ne de nefrete yol açmamak dünya bilgeliğinin yarısıdır; hiç bir şey söylememek ve hiç bir şeye inanmamak da öteki yarısı.
- Bir insanın karakterinin kötü yanlarını unutmak zor kazanılmış bir parayı sokağa atmak gibidir. Kendimizi aptalca tanıdıklardan ve aptalca arkadaşlıklardan korumalıyız.
- İnsanlarla uğraşmada üstünlüğe ulaşmanın tek yolu onlardan bağımsız olduğunuzu göstermenizdir.
- Önemsememek önemsenmeyi getirir.
- Bir insan hakkında gerçekten iyi şeyler düşünüyorsak bunu ondan bir suç gibi gizlemeliyiz.
- İnsanların oldukları gibi olmalarına izin vermek, olmadıkları şeyi kabul etmekten iyidir.
- Hareketlerimiz dışında asla öfke ve nefret göstermemeliyiz... yalnızca soğukkanlı hayvanlar zehirlidir.
- Kibar ve dostça davranarak insanları esnek ve itaatkar yapabilirsiniz: bu yüzden sıcaklık balmumu için neyse kibarlık da insan doğası için odur.
- İnsanları keyifli bir ruh haline sokmanın başınıza gelen kötü şeyi anlatmaktan veya kişisel bir zayıflığınızı açıklamaktan daha başka yolları da vardır.
- İsteklerimizi sınırlamalıyız, arzularımızı dşzginlemeli, öfkemizi bastırmalı, bireyin sahip olmaya değecek şeylerden yalnızca sınırlı bir paya erişebileceği gerçeğini akıldan çıkarmamalıyız.
- Dikensiz gül yoktur ama gülsüz pek çok diken vardır.
- İnsan başta hiç mutlu değildir, ama bütün hayatını kendisini mutlu edeceğini sandığı bir şeyin peşinde çabalayarak geçirir; nadiren amacına ulaşır, ulaştığında da yalnızca düş kırıklıklarıyla karşılaşır. Sonunda bir enkaz gibidir ve limana direkleri ve donanımları yok olmuş bir şekilde gelir. Ondan sonra da mutluluk ya da mutsuzluk aynıdır, çünkü hayatı içinde bulunduğu her dakika yok olan andan fazlası değildir ve şimdi de sona ermektedir.
- Hayat bir parça nakış işlemesine benzetilebilir. Hayatının ilk yarısındaki herkes işlemenin ön tarafını görür, ikinci yarısında ise tersini. İkincisi o kadar güzel değildir, ama daha öğreticidir, çünkü iplerin birbirlerine nasıl bağlandığını görmemizi sağlar.
- Gerçek tekeşlilik tarafları nerede? Hepimiz anlık yaşıyoruz ve çoğumuz sürekli çok eşliyiz. Ve her erkek pek çok kadına ihtiyaç duyduğu için birden fazla kadını geçindirmesinin onun sorumlulğu olmasından daha adil bir şey olamaz. Bu durum kadını ikincil bir varlık olarak doğal ve gerçek konumuna indirecektir.
- Karşımızdakinin yalnızca kendi budalılığımız, kusurumuz ve kötülüğümüz olduğunu akıldan çıkarmayarak her insan budalalığına, kusurna ve kötülüğüne hoşgörülü bir şekilde yaklaşmalıyız.
- Her şey olmaya kalkan insan hiçbir şey olamaz.
- Pek çok erkek güzel bir yüzle baştan çıkar…doğa kadınları bütün güzellerini bir anda sergilemeye … ve ‘heyecan’ yaratmaya teşvik eder … ama doğa [kadınların] bitmek bilmez masraflar, çocuk sevgisi, inatçılık, dik başlılık, yaşlanmak ve birkaç yıldan sonra çirkinleşmek, aldatma, kocasını boynuzlamak, kapris, garip meraklar, histeri krizleri, cehennem ve şeytan gibi pek çok kötülüğü içinde barındırdığını gizler.
Bu yüzden evliliği gençlikten alınan ve yaşlılıkta ödenen bir borç olarak görüyorum…
- İnsanın içinde ne kadar çok şey var ise başkalarından o kadar az şey ister
- Yaşam sevgisinin yanında seks kendini bütün güdüler içinde en güçlü ve en aktif olanı şeklinde gösterir ve durmadan insanlığın daha genç kesiminin gücünün ve düşüncelerinin yarısını talep eder. Neredeyse bütün insani çabaların nihai hedefidir. En önemli ilişkiler üzerinde olumsuz bir etkisi vardır, en ciddi meşguliyetleri bozar ve bazen en büyük insan zihinlerini bir süre için şaşırtır... seks gerçekten bütün hareketlerin ve davranışların görünmez noktasıdır ve üzerine örtülen bütün örtülere rağmen her yerde başını uzatır. Savaşların kaynağıdır ve huzurun amacıdır ... tükenmek bilmez zeka kaynağı, bütün taşlamaların anahtarı, bütün gizemli imaların, bütün söylenmiş tekliflerin ve bütün kaçamak bakışların anlamıdır; gencin ve bazen de yaşlının meditasyonudur, bakire olmayanın her an düşündüğü şeydir ve bakirenin bütün iradesine karşı sürekli tekrarlanan hayalidir.
- Sahip olduğumuz şeyler çoğu kez bize sahip olmaya başlar.
- Sağduyulular zevke değil, acısızlığa ulaşmaya çabalar.
Devamını okuyun...>>
26 Haziran 2009 Cuma
Uncle Fucker
Kapat şu s*kilmiş çeneni, amca-s*kicisi
Sen s*k-emici, kıç-yalayıcı bir amca-s*kicisisin
Sen bir amca-s*kicisin, evet bu doğru
Kimse s*kemez amcaları senin gibi
Kapat şu s*kilmiş çeneni, amca-s*kicisi
Sensin o amcasını s*ken, amca-s*kicisi
Yemezsin, içmezsin sabaha kadar amcanı s*kersin
Hahahah!
Kapat şu s*kilmiş çeneni, amca-s*kicisi
Sen kemik ısırıcı piç amca-s*kicisisin
Sen bir amca-s*kicisisin, söylemek zorundayım
Ve s*ktin amcanı daha geçen gece
Hahaha!
Amca-s*kicisi,
A-M-C-A, s*ktir!
Amca-s*kicisiiii!
Taşağımı ye!
Shut your fucking face, uncle fucker.
You're a cock-sucking, ass-licking uncle fucker.
You're an uncle fucker, yes it's true.
No one fucks uncles quite like you.
Shut your fucking face, uncle fucker.
You're the one who fucked your uncle, uncle fucker.
You don't sleep or mow the lawn, you fuck your uncle all day long.
- Farting and more laughter -
Traffic Cop: "What's going on here?"
- More farting -
"Ew, what garbage!"
Well, what do you expect there Canadian uncle fucker?
Uncle fucker. Uncle fucker. Uncle fucker.
Shut your fucking face, uncle fucker. (Uncle fucker.)
You're a boner-biting baster uncle fucker.
You're an uncle fucker, I must say.
Well, you fucked your uncle yesterday!
Uncle fucker, that's U-N-C-L-E fuck you!
Uncle fucker ... Suck my balls
Devamını okuyun...>>
Kyle's mom is a b*tch
Cartman: Kyle'ın annesi başlattı bütün bu klüp olayını çünkü o büyük şişko aptal bir kaltak!
Kyle: Sus, Cartman!
Cartman: Eeeeeee....
Kyle: Sakin yapma Cartman!
Cartman: Eeeeeee...
Kyle: Cartman, seni uyarıyorum!
Cartman: tamam, tamam
Kyle: Hasta ediyor beni bu herifin anneme ...
Cartman:
Eeee... Kyle'ın annesi bir kaltaktır, O büyük şişko bir kaltaktır, Evrendeki en büyük kaltaktır o, eğer biri kaltak olacaksa, en aptal kaltaktır o, hem kızlara hem erkeklere verir o
Kyle: Lanet çeneni kapa Cartman!!
Cartman: Pazartesi kaltaktır, Salı kaltaktır, Çarşambadan Cumartesiye her gün kaltaktır ve Pazar günleri değişiklik olsun diye süper süper mega mega bir kaltaktır o!
Tanıştınız mı arkadaşım Kyle'ın annesiyle, dünyadaki en büyük kaltaktır o, garip yaşlı bir kaltaktır ve saçları çok aptal olan bir kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak, aptal bir kaltaktır o!
Kyle'in annesi bir kaltaktır ve gerçekten çok pis bir kaltaktır o!
Konuşun dünyadaki diğer elemanlarla, hepsi aynı şeyi söyleyecektir size!
"çinliler konuşuyor"
"fransızlar konuşuyor"
"hollandalılar konuşuyor"
"afrikalılar konuşuyor"
Tanıştınız mı arkadaşım Kyle'ın annesiyle, dünyadaki en büyük kaltaktır o, garip yaşlı bir kaltaktır ve saçları çok aptal olan bir kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak, aptal bir kaltaktır o!
kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak kaltak, aptal bir kaltaktır o,
Kyle'ın annesi kaltaktır ve çok pis bir kaltaktır
Gerçekten diyorum ki KYle'ın annesii.....
Kocaman, yaşlı, becerilmiş, kaltaktııır
Cartman: Kyle's mom is the one that started that damn club all because she's a big fat stupid bitch!
Kyle: Don't say it Cartman!
Cartman: WEEEEELLLLL
Kyle: Don't do it Cartman!
cartman: WEEELLLLLL
Kyle: I'm warning you!
Cartman: Ok ok
Kyle: I'm getting pretty sick of him calling my mom a bitch!
Cartman: WEEELL Kyle mom's a bitch she's a big fat bitch, she's the biggest bitch in the whole wide world she's a stupid bitch if there ever was a bitch, she's a bitch to all the boys and girls
Kyle: SHUT YOUR FUCKING MOUTH CARTMAN!
Cartman: On Monday she's a bitch, on Tuesday she's a bitch, on Wensday though Saturday she's a bitch, then on Sunday just to be different she's a super king kong mega-mega bitch!
Cartman: Have you ever met my friend Kyle's mom she's the biggest bitch in the whole wide world she's a mean old bitch and she has stupid hair she's a bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch she's a stupid bitch! Kyle's mom's a bitch and she's just a dirty bitch!
Cartman: Talk to kids around the world and it might go a little bit somethin' like this
(chinese kids)
(french kids)
(dutch kids)
(african kids)
Cartman: Have you ever met my friend Kyle's mom she's the biggest bitch in the whole wide world she's a mean old bitch and she has stupid hair, she's a bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch
(crowd:gasp)
Cartman: bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch bitch she's stupid bitch
Stan: Uhh Cartman
Cartman: Kyle's mom's a bitch and she's just a dirty bitch!
I really mean it Kyle's mom
She's a big fat fucking bitch!
Big old fat fucking bitch!
Kyle's mom, yeah! chaaa!
Devamını okuyun...>>
Blame Canada
Zaman değişti!
Çocuklarımız daha da kötüleşiyorlar!
Dinlemiyorlar sözlerini ebeveynlerinin
Tek istekleri osurmak ve küfretmek
Devleti mi suçlamalıyız?
Yoksa toplumu mu?
Yoksa yoksa tv deki filmleri mi?
Hayır!
Suçla Kanada’yı
Suçla Kanada’yı
Bütün o boncuk boncuk gözleriyle
Ve yalan dolu sarkık kafalarıyla
Suçla Kanada’yı
Suçla Kanada’yı
Topyekün saldırmamız lazım
Hepsi Kanada’nın suçu!
Beni suçlamayın,
Oğlum Stan için
Seyretti o lanet çizgi filmi
Çıktı sonra katılmak için manyaklara
Ve benim oğlum Eric bir keresinde
Resmimi buldu rafın üstünde
Ama şimdi onu ne zaman görsem,
Bana diyor “git ve kendini becer!”
O zaman, Suçla Kanada’yı
Suçla Kanada’yı
Görünüyor ki her şey kötüleşti
Kanada var olduğundan beri
Suçla Kanada’yı
Suçla Kanada’yı
Zaten gerçek bir ülke bile değiller ki
Oğlum doktor yada avukat olabilirdi, zengin ve dürüst
Bunun yerine yandı fırının üstündeki bir domuz gibi
Kibritleri mi suçlayacağız?
Alevi mi suçlayacağız?
Yoksa ölmesine izin veren doktorları mı?
Hayır!
Suçla Kanada’yı
Suçla Kanada’yı
Hokeylerine de, karmaşasına da
Ve o kancık Anne Murray’a da
Suçla Kanada’yı
Suçla Kanada’yı
Durdurmamız gereken yıkım için
Ezmemiz gereken çöpler için
Kahkaha ve eğlence
Hepsi durmalı
Suçlamalıyız onları
Başkaları bizi suçlamayı düşünmeden önce
Sheila: Times have changed
Our kids are getting worse
They won't obey their parents
They just want to fart and curse!
Sharon: Should we blame the government?
Liane: Or blame society?
Dads: Or should we blame the images on TV?
Sheila: No, blame Canada
Everyone: Blame Canada
Sheila: With all their beady little eyes
And flapping heads so full of lies
Everyone: Blame Canada
Blame Canada
Sheila: We need to form a full assault
Everyone: It's Canada's fault!
Sharon: Don't blame me
For my son Stan
He saw the damn cartoon
And now he's off to join the Klan!
Liane: And my boy Eric once
Had my picture on his shelf
But now when I see him he tells me to fuck myself!
Sheila: Well, blame Canada
Everyone: Blame Canada
Sheila: It seems that everything's gone wrong
Since Canada came along
Everyone: Blame Canada
Blame Canada
Copy Guy: They're not even a real country anyway
Ms. McCormick: My son could've been a doctor or a lawyer rich and true,
Instead he burned up like a piggy on the barbecue
Everyone: Should we blame the matches?
Should we blame the fire?
Or the doctors who allowed him to expire?
Sheila: heck no!
Everyone: Blame Canada
Blame Canada
Sheila: With all their hockey hullabaloo
Liane: And that bitch Anne Murray too
Everyone: Blame Canada
Shame on Canada
For...
The smut we must stop
The trash we must bash
The Laughter and fun
Must all be undone
We must blame them and cause a fuss
Before somebody thinks of blaming uuuuuuuuuuuuuuuuuuuus!!!!
Devamını okuyun...>>
Up There
Düşünürüm bazen
Gerçekten yükseklere baktığımda
Orada koskocaman bir dünya var
Denemeyi isterdim
Ama sonra batarım
Çünkü kalmam gereken yer burası
Ama çok yalnızım burada
Söyle bana, neden böyle olmak zorunda?
Yukarıda, çok fazla yer var
Bebeklerin doğduğu ve çiçeklerin yeşerdiği
Herkes hayal kurabilir, ben de yapabilirim bunu
Yukarıda
Yukarıda gökyüzü okyanus mavisi
Güvende olup umarsıca yaşayabilirdim
yukarıda...
Diyorlar ki ait değilmişim
Aşağıda yalnız yaşamalıymışım
İnançlarımdan ötürü
Kötülükler yeraltında olduğu için kalmalıymışım
Ama kötü nedir ki?
Herşey uyumlu mu olmak zorunda?
Eğer kötülük olmayınca iyilik de olmazsa
demek ki kötü olmak iyidir bazen
Yukarıda, çok fazla yer var
Bebeklerin doğduğu ve çiçeklerin yeşerdiği
Herkes hayal kurabilir, ben de yapabilirim bunu
Yukarıda
Yukarıda gökyüzü okyanus mavisi
Güvende olup umarsıca yaşayabilirdim
Yaşardım umarsızca!
Eğer olabilseydim yukarıda!
Oh, evet istiyorum yaşamayı
İstiyorum yaşamayı yukarıda!
Sometimes I think
When I look up real high
That's there's such a big world up there
I'd like to give it a try
But then I sink
Cause it's here I'm supposed to stay
But I get so lonely down here
Tell me why's it have to be that way?
Up there, there is so much room
Where babies burp and flowers bloom
Everyone dreams I can dream too
Up there
Up where the skies are ocean blue
I could be safe and live without a care
Up there
They say I don't belong
I must stay below alone
Because of my beliefs
I'm supposed to stay when evil is sown.
But what is evil anyway?
Is there reason to the rhyme
Without evil there could be no good
So it must be good to be evil sometimes
Up there, there is so much room
Where baby's burp and flowers bloom
Everyone dreams I can dream too
Up there
Up where the skys are ocean blue
I could be safe and live without a care
Live without a care
If only I could live up there
Oh I wanna live yeah
I wanna live up there
Oh baby
Oh
I want to live up there
Devamını okuyun...>>
Im Super
Bombalar düşüyor...
İnsanlar ölüyor...
Çocuklar ağlıyor...
Politikacılar yalan söylüyor...
Kanser öldürüyor...
Texaco dökülüyor...
Dünya cehenneme dönüyor...
Ama nasılsın?
Harikayım! teşekkürler sorduğun için
Bütün bunları düşününce, daha iyi olamam!
Söylemeliyim,
Harika hissediyorum
Hayır, hiç bir şey rahatsız etmiyor beni
Herşey harikadır eğer sen bir...
Bu şapkayla ne kadar da tatlı görünüyorum değil mi?
Çok üzgünüm bay sakat
ama senin için kötü hissedemeyeceğim şu anda
Çünkü delicesine harika hissediyorum şu an kendimi
Senin yürüyememen bile beni rahatsız etmiyor
Harika hissediyorum
Hayır, hiç bir şey rahatsız etmiyor beni
Herşey harikadır eğer sen bir...
Bu şapkayla ne kadar da tatlı görünüyorum değil mi?
Bu küçük pantalonlar
Ve Barn'stan aldığım bu uyumlu kravat
Harikayım ben!
Barakalarda ve çukurlarda bile!
Birleştirin onları!
Büyük Homo AL diyorki,
O harika ve gururlu!
Çünkü herşey harikadır eğer homoysanıııııız
Homoysanız!
Bombs are flying
People are dying
Children are crying
Politicians are lying too
Cancer is killing
Texaco is spilling
The whole world has gone to hell
But how are you?
Im super, thanks for asking
All things considered I couldn't be better
I must say
Im feeling super
No, nothing bugs me
Everything is super when you're
dont you think I look cute in this hat
Im so sorry
Mr. Cripple
But I just cant feel too bad for you right now
Because Im feeling so insanely super
that even the fact that you cant walk cant bring me down
(people)
Hes super, thanks for asking
All things considered he couldn't be better
He must say
(big gay al)
Im super
No nothing bugs me
Everything is super when you're
dont you think I look cute in this hat
These little pants
This matching tie I got at Barn's
Im super
(People)
In the barracks and the trenches as well
(Big Gay Al)
Stick 'em up!
(People)
Big gay al says do ask to tell
(Big Gay Al)
Skittles
(People)
yes he's super and he's proud to be fay!
(Big Gay Al)
Ok
(People)
Everything is super when youre GGGGGGAAAAAAAAAYYYYYYY!
When your GAY!
Devamını okuyun...>>
La resistance!
Tanrı gülümsedi sana bugün
Bir ulusun kaderi ellerinde
Ve kutsansın çocuklar, bizim için gururla savaşacaklar
Ta ki haklı olan ayakta kalana dek!
Görüyorsun uzaktaki alevleri
Kükrüyorlar geceleri
Bütün hepimiz adına savaşacaksın, hakkımız olanı almak için
Ve eğer olurda vurulursanız
Ve devam edemezseniz
Ölseniz bile,
Direnişimiz devam edecek yaşamaya!
Kafalarınızdan yaralanabilirsiniz
Bir bıçak darbesiyle yada kılıç
Ölünceye kadar yanabilirsiniz de
Ya da daha kötüsü, deriniz yüzülür canlı canlı
Ama her ne kadar size işkence etselerde
Kaçmak için bir nedeniniz olmayacak
Çünkü, ölseniz bile
Direnişimiz devam edecek yaşamaya!
Suçla Kanada'yı
Suçla Kanada'yı
Çünkü eğrildi ülkeleri!
Ve yarın gece, bu manyaklar yanacak!
Yarın gece...
Değişecek yaşamlarımız
Yarın gece...
Eğleneceğiz hep birlikte
Bir idam
Ne güzel ama!
Yarın gece!
Yukarıda, çok fazla yer var
Bebeklerin doğduğu ve çiçeklerin yeşerdiği
Ama yarın gece lanetlenecek yukarısı
Ve işte bu yüzden ben de oraya geleceğim yakında!
Kapa şu lanet çeneni, amca-s*kici!
Kemik ısıran piç amca-s*kici
Görünüyor ki artık şansımız kalmadı!
Yrın gece, güzel güzel s*kileceğiz!
Neden başlattı annelerimiz bu savaşı!
Ne s*kime savaıyorlar ki?
Bu arada bu şarkı ne zaman böyle oldu?
Yukarıda olmak istiyorum!
Kanada ölüp gittiğinde
Artık Celine Dion!da olmayacak!
Pipini kesebilirler ikiye
Ve verebilirler bir domuza
Acısa bile basacaksın kahkahayı
Olacaksın pipisiz bir tavuk!
Ama böyle olur işte
Bu yüzden ölsen bile,
Direnişimiz devam edecek yaşamaya!
Suçla Kanada'yı!
Suçla Kanada'yı!
GREGORY (singing voice by Howard McGillin):
God has smiled upon you this day
The fate of a nation in your hands
And blessed be the children, we who fight with all our bravery
'Til only the righteous stand
You see the distant flames
They bellow in the night
You fight in all our names, for what we know is right
And when you all get shot
And cannot carry on
Though you die, La Resistance lives on
ALL:
You may get stabbed in the head
With a dagger or a sword
You may be burned to death
Or skinned alive, or worse
But when they torture you
You will not feel the need to run
For, though you die, La Resistance lives on
PARENTS:
Blame Canada!
Blame Canada!
SHEILA BROFLOVSKI:
Because the country's gone awry
Tomorrow night, these freaks will fry!
SOLDIERS:
Tomorrow night..
Our lives will change..
Tomorrow night..
We'll be entertained..
An execution..
What a sight!..
Tomorrow night!
SATAN:
Up there there is so much room
Where babies burp and flowers bloom
Tomorrow night up there is doomed
And so I will be going soon!
TERRANCE AND PHILLIP:
Shut your fucking face, uncle fucka!
You're a boner-biting bastard, uncle fucka..
TERRANCE:
Looks like we may be out of luck!
PHILLIP:
Tomorrow night, we're pretty fucked!
KYLE, STAN:
Why did our mothers start this war?
What-the-fuck are they fighting for?
When did this song become a marathon?
SATAN:
I want to be up there!
SHEILA BROFLOVSKI:
When Canada is dead and gone
They'll be no more Celine Dion!
GREGORY AND KIDS:
(IN background everyone else singing theyre songs.)
They may cut your dick in half
And serve it to a pig
And though it hurts, you'll laugh
And dance a dickless jig
But that's the way it goes
In war you're shat upon
Though we die, (Satan in background : I want to be up there!) La Resistance lives oooooonnnnn!
PARENTS:
Blame Canada!
Blame Canada!
Blame Canada!
Devamını okuyun...>>
Mr Hankey The Cristmas Poo
Hepimiz biliyoruz Rudolph'u ve onun parlayan burnunu
Ve hepimiz biliyoruz Frosty'i, nasıl kardan oluştuğunu
Ama bütün bu hikayeler biraz ibnemsi değil mi?
Çünkü biliyoruz aslında kim aydınlatıyor tatilimizi
Mr. Hankey yılbaşı boku
Küçük ve kahverengi, senin içinden çıkıyor
Otur tuvaletin başına, bak geliyor
Sık onu neşeli kıç yanaklarınla
Bir hediye, aşağılardan
Neşe dağıtıyor "Howdy-Ho" suyla
Görüyor içindeki sevgiyi
Çünkü bir bok parçası o
Bazen lezzetlidir
Bazen bayat
Kahverengi yada kahrengimsi yeşil olabilir
(mmmmmmmmm)
Ama çok lif tüketirsen yılbaşı gecesinde
Senin şehrine de gelebilir!
Mr Hankey, Yılbaşı boku
O beni sever, ben sizi
Yani sever sizi vekaleten!
Ben de yapabilirim Mr.Hankey boku (prttt)
Cartman: Eee nerede o?
Kyle: ehhh..geliyor işte
Stan: haydi dostum, ittir onu
Kyle: eehhhhh...deniyorum!
Cartman: hey bekle, sanırım başını görebiliyorum
Kyle: isşte geliyor!!
(POP!)
MR HAnkey: Howdy ho!! (nasılsınız?)
Ben Mr hankey'im, yılbaşı boku
Hepinize çok selamlar
Haydi şarkı söyleyip, dans edip eğlenelim
Ben eriyip yokolmadan önce...
İşte bakın bir oyun benim oynamayı çok sevdiğim
Beni ağzına al ve şöyle demeye çabala:
Howdy Ho Ho Yum Yum Yum
Yılbaşı vakti geldi şehre!
Bazen sıvı gibidir
Bazen sıkı
Bazen yalnızca sudur
Bazen kıçınızda sallanıp durur
Ve asla düşmez tuvalete
Çünkü bağlıdır büzüğünüze
Ve düşmediği için sallarsınız kıçınızı
Düşürmek için tuvalete ve sonunda düşer işte
Mr Hankey, Yılbaşı boku
Yılbaşı bittiğinde o da zorunda kalır gitmeye
İstediğiniz kadar çekin sifonu gitmez aslında
Kokusu ve ruhu devam eder yaşamaya
Howdy Ho!!
We all know of Rudolph and his shining nose
And we all know Frosty who's made out of snow
But all of those stories seem kind of... gay
`Cause we all know who brightens up our holiday
Mr. Hankey the Christmas Poo
Small and brown he comes from you
Sit on the toilet here he comes
Squeeze him 'tween your festive buns
A present from down below
Spreading joy with a "Howdy-Ho!"
He's seen the love inside of you
`Cause he's a piece of poo
Sometimes he's nutty
Sometimes he's corny
He can be brown or greenish brown
(Mmmmhmmm!)
But if you eat fiber on Christmas eve
He might come to your town!
Mr. Hankey the Christmas Poo
He loves me, I love you
Therefore, vicariously he loves you!
I can make a Mr. Hankey too! (Pffffft)
Cartman: Well Kyle where is he?
Kyle: Ehh .. He's coming!
Stan: Come on dude, push!
Kyle: Ehhhh... I'm Trying!
Cartman: Wait, wait I can see his head!
Kyle: Here he comes!
[POP!]
Mr. Hankey: Howdy Ho!
I'm Mr. Hankey the Christmas Poo
Seasons Greetings to all of you!
Let's sing songs and dance and play
Now before I melt away.
Here's a game I like to play
Stick me in your mouth and try to say
Howdy ho ho yum yum yum
Christmas Time has come!
Singers: Sometimes He's runny
Sometimes he's firm
Sometimes he practically water.
Sometimes he hangs off the end of your ass
And wont fall in the toilet
'Cause he's just clinging to your sphincter
And he wont drop off .. and so you shake your ass around
And try to get it to drop in the toilet and finally it does.
Mr. Hankey the Christmas Poo
When Christmas leaves he must leave too.
Flush him down but he's never gone
His smell and his spirit linger on.
Howdy Ho!
Devamını okuyun...>>
Chef - No Substitute
Biliyorsun Kathie Lee... Sen çok özel bir kadınsın. Mary Tyler Moore türü bir özellikten bahsetmiyorum burada. Ya da ekstra Happy Burger öğününden... Hayır, özel derken, kuşların şarkısı gibi... Dişi kuşu aramaya hazırlanan erkek kuş gibi. Ve tatlı birr aşk yaşamak içim onunla, bütün gece. Yalnızca iki kuş, inliyorlar ve çığlık atıyorlar... okşuyorlar bedenlerini...mest içinde. Ve daha sonra yavaşça erkek kuş geiyor dişi kuşun arkasına. Ve başlıyor girmeye onun altın vadisine, akıp gidiyor nazikçe... içeri...dışarı...içeri...dışarı... iki kuş doggy style yapıyorlar tüm gece...Ta ki erkek kuş tutkuyla bağırana dek...Ve izin veriyor yavrularının terk etmesine yuvalarını...yeah...ve bu tetikliyor beni.. tetikliyor beni sana bu özel şarkıyı söylemem için... evet bebeğim...
Oh Katie Lee, sen ne kadarda özel bir kadınsın benim için
Nasıl da isterdim seni yatırıp...
Yalamayı dilimle vücudunun her santimetrekaresini...
Kathie Lee, sen benim cinsel fantazimsin
Ne dersin sen ve ben, beraber olalım ve tatlı aşk yaşayalım
Çünkü kimse alamaz senin yerini, imkanı yok sana benzeyemezler
Sen her şeye sahipsin, ben sadece sana bir bira ısmarlamak istiyorum
Düşündüm ki bu akşam 7:30, ya da onun gibi bir şey uh...
Gelip alayım seni arabamla...
Senin yedeğin yok, güzelim,
Senin yedeğin yok
Yedeğin yok!
Bebeğim yok işte!
Senin yedeğin yok bebeğim
Senin yedeğin yok artık!
Biliyorum vücudumu çok sevdiğini
Sahip olamayacağın ama dokunabileceğin bir şey owww
İzin verebilirim sana eğer nazik olacaksan
hmmm...giderek duygusallaşmaya başlıyorum
Belki arabayla seni aldıktan sonra beraber inebiliriz
Benzin istasyonuna iki haftalığına ve tek geceye arka koltukta
Ve bırakırım sonra seni evine
Yedeğin yok
Yedeğin yok senin
Yedeğin yok!
Yok bebeğim yedeğin!
Yok yedeğin, izin ver söyleyeyim şarkımı
Artık yedeğin yok senin!
Hatırlıyor musun o iki kuşumuzu? Tutku dolu o gecenin ardından, erkek kuş ne yemek yiyebildi ne de uyuyabildi. Tek düşüebildiği o inanılmaz geceydi. Tüyleri uçarken yuvasının yanında, gagası olmaması gereken bir yerdeydi. Ve o getirdi gagasının dudaklarını yanyana ve başladı şarkısına. Çağırmak için dişi kuşu bu ateşten geceye...Tıpkı benim seni çağırdığım gibi bebeğim! (ıslık) Getir kıçını buraya güzel bir aşk için bebeğim!
Sadece tek bir kelime var seni tarif edebilecek:
Flippety-floppity-hotcha-mamma-hoo-hoo
Sen istediğim her şeye sahipsin
Benzetmelerim tükendi bile
Bu yüzden ne dersin, unutalım bu şarkıyı
Ve oynaşalım iki kuş gibi
Ve biraz iş yapalım beraber
Yedeğin yok
Yedeğin yok senin
yok, yok yok,
Yok yedeğin senin bebeğim
Bebeğim yok değin
yok,yok,yok...
Kathie Le...
You know, Kathie Lee.. you are a very special woman. I don't mean special in a Mary Tyler Moore way.. Or an extra-value meal at Happy Burger way.. No, I mean special, like the song of the hummingbird.. As it gets ready to find a female hummingburd.. And make sweet love to it, all night long. Just 2 hummingbirds, moaning and groaning.. Lettin' their bodies caress, and touch each other in ecstasy. Then Slowly the male hummingbird gets behind the female hummingbird.. And eases his way into her golden valley. Gliding Gently, in and out.. in and out.. ooh, in and out.. 2 hummingbirds doin' it doggy style all night long.. Until finally, the male hummingbird screams with passion.. and lets his little humming gravy fly all over the nest.. Yeah.. and it makes me wanna.. Makes me wanna sing this special song for you, Yeah baby..
Oh Kathie Lee, your such a special woman to me!
How I'd love to lay ya down..
And lick every inch of your bodaay with my tongue!
Kathie Lee, you're my sexual fantasy..
How 'bout you and me, get it together and make sweet love!
Cos, nobody can take your place, no way the could match your face
You've got it goin' on in a way so clear, I just wanna buy you a beer
I thought maybe tonight at 7:30 or something I could uh..
Come by and pick you up in my caaaaarrr..
No Substitute, No Substitute for you, No Substitute! No baby there's..
No Substitute, for you girl, No Substitute for you now!
I know you love my body so much
It's something you can't have but touch, oww!
I might let you if you promise to be gentle..
hmm, now i'm gettin' all sentimental..
Maybe after I pick you up in my car, we could bog down over by the gas station and go for 2 weeks and 1 night in the back seat and..
Drop you off at hooome..
No Substitute, No Substitute for you, No Substitute! No baby there's..
No Substitute, come on lemme sing.. No Substitute for you now!
Now you remember our 2 hummingbirds? Well, after their night of Passion.. The male hummingbird couldn't sleep or eat.. All he could think about was that one incredible night.. when feathers wee flying all over the nest, and beaks were where they shouldn't be.. So he puts his beak lips together and whistles a song.. Calling that femaly hummingbird back for another night of fire.. Just like i'm calling for you baby..
[chef whistles] Hey, get yo' ass over her for some good lovin'!
There's only one word that can describe you..
Your a flippety-floppity-hotcha-mamma-hoo-hoo!
You've got everything i've ever wanted..
..my metaphors have all been exhausted!
So what's say you and I forget about singing this song
And act like a couple of hummingbirds ourselves
and get down to some businessss..
No Substitute, No Substitute for you, No-no-no-no Substitute! No baby there's..
No Substitute, for you girl.. No-no-no-no-no-Substitute..
Ladies and Gentlemen, the fabulous.. Chef-ettes!
No-no-no-no-sub-sti-tute-for-you
no-no-no-no-no-no, for you girl.. No Substitute..
No Substitute, No substitute for you.. Kathie Leeeee!
Devamını okuyun...>>
Chef - Simultaneous
Bebeğim biliyorsun, benim için sen teksin.
Ve olmak istediğim her şey...
Sen ve ben... ve o hatun, aynı anda
Sen ve ben...ve sen ve sen...aynı anda
Aynı anda aşk bebeğim, iki yada üç
Aynı anda...ohhh... haydi ama
Her türlü fikire açığım, çektim tetiği aşağıya
Bana bu en son hindi patlamasını yaşat, çabuk ol
Haydi indir beni şehire
Açık fikirliyim her konuda, umarsızca yaşıyorum
Çal zilimi küçük domuz balinası, bugün senin şanslı günün!
Sen ve ben... ve o hatun, aynı anda
Sen ve ben... ve Wynona Rider, aynı yatakta
Aynı anda aşk bebeğim, iki yada üç
aynı anda, ohhh, haydi ama!
Açık fikirliyim her konuda, herşey normal bana
Kaba olma, sadece soyun bana
Oh, kabalaşıyorsun ama, senin yerine yaparım istersen
Bebeğim lütfen açık fikirli ol, tek evdiğim sensin
Gördüğün hatunlar bebeğim, hiç bir şey değiller, haydi girelim hep beraber duşa
Sen ve ben... bi de o, aynı anda
Sen ve ben, bi de annen, bi de kızkardeşin aynı yatakta
Aynı anda aşk bebeğim, iki yada üç
Aynı anda, ohhh , haydi ama
Herkes girsin havuza!
Açık fikirliyim her konuda, garip davranma bana
Çağır kardeşini, anneni ve teyzeni
Bu her erkeğin fantazisidir
Açık fik... oha, bebeğim koy o bıçağı yerine
Sinirlenme, seni bırakacağım yerine, sakin ol, senin istediğin gibi sevişebiliriz
Bahsettiğim şey:
Sen ve ben... ve biraz çiçek, biraz şarap bir anda
Sen ve ben... bi de Whitney Houston (radyoda bebeğim radyoya!)
Biraz mum ışığı, biraz iyi niyet
Sadece ikimiz
Ahhh saçma bunlar
Şimdi bahsettiğim şey:
Sen ve ben... ve o hatun, ve şu hatun, aynı anda
Sen ve ben... evdeki hatunlar, aynı anda
üç yada yedi, ya da en iyisi bir düzine
Görüyorsun evdeki el çırpan hatunları
İşte buna parti denir kızlar!!
Baby you know, you're the one for me
And all that I want to be is...
You and me... and her, simultaneous
You and me... and you and you, simultaneous
Simultaneous lovin' baby, two or three...
Simultaneous ooh, come on
Have an open mind, blow my trigger down
Gimme the last cold turkey blast, make it fast
Take my ass to town
Have an open mind, send my cares away
Ring my bell you fat piggy whale, what the hell Today's your lucky day
You and me... and her, simultaneous
You and me... and Wynona Rider, simultaneous
Simultaneous lovin' baby, two or three...
Simultaneous, ooh, come on
Have an open mind, is a normal thing to do
Don't be rude, just get nude
Oh, you're being rude, I would do it for you
Baby please have an open mind, you're the only one I love
These girls you see, baby they don't mean anything, let's all just get in the tub
You and me... and her too, simultaneous
You and me... and your momma and your sister
Simultaneous lovin' baby, two or three...
Simultaneous oww, come on
Everybody in the pool!
Have an open mind, don't be so mean to me
Call your sister and your mother and your aunt
It's every man's fantasy
Have an open... woa, baby, put that knife away
Don't be mad, I'll take you back, just relax, we can make love your way
I'm talking about
You and me... and some flowers and some wine, instantaneous
You and me... and Whitney Houston (on the radio, babe, on the radio)
Some candles and some good feelings
Just the two of us
Oh, fudge it
Now, I'm talking about
You and me... and her and her and her, simultaneous
You and me... and women in the house, simultaneous
Three and seven, make it a baker's dozen
See the ladies in the house clap your hands
Now that'd be a party, ladies
Devamını okuyun...>>
Chef - Chocolate Salty Balls
İki çorba kaşığı tarçın ve iki yada üç yumurta akı
Yarım parça yağ, eritilmiş, bir kap içinde
Bebeğim, karıştır onu tahtadan kaşığınla
KArıştır onu unla ve cennette olacaksın yakında
Söylesin herkes , hiç gördünüz mü benim toplarımı?
Onlar büyük ve tuzlu ve kahverengiler
Eğer hızlı bir şekilde sahip olmak istiyorsan bana
O zaman al toplarımı ağzına!
Oh, em o çikolatalı tuzlu toplarımı
Al ağzına ve yala
Em o çikolatalı tuzlu toplarımı
Vitaminle dolular
Ve bu iyi senin için de, yala toplarımı
Koy bir kaba, tatlı olmayan çikolataları
Ve içine dök yarım bardak kanyak
Sonrada içine bir yada iki şeker
Ve bir tutam da vanilya
Yağla kurabiyeleri
Çünkü nefret ederim toplarım yapıştığında
Önceden ısıt fırını üç saat elli dakika
Ve başla kaşığı yalamaya
Söylesin herkes , hiç gördünüz mü benim toplarımı?
Onlar büyük ve tuzlu ve kahverengiler
Eğer hızlı bir şekilde sahip olmak istiyorsan bana
O zaman al toplarımı ağzına!
Oh, em o çikolatalı tuzlu toplarımı
Al ağzına ve yala
Em o çikolatalı tuzlu toplarımı
İyilikle doludur onlar
Ve lif zenginidir, e yala o zaman toplarımı!
Hey bekle bi dakika, ne bu koku?
Sanki birşeyler yanıyormuş gibi kokuyor
Benim için sorun değil aslında
Yeter ki paramı versinler Cuma gecesi sonunda
Bebeğim sen en iyisi mutfağa geri dön
Çünkü sinsice kuşkularım var
Oh...bebeğim... bebeğim..benim toplarımı yaktın!!
Toplarım alev içinde...haydi ama
Toplarım yanıyor, su ver bana
Dök üzerine biraz su, aman tanrım!
Üfle onu... ya da öyle bir şey işte
Söylesin herkes , hiç gördünüz mü benim toplarımı?
Onlar büyük ve tuzlu ve kahverengiler
Eğer hızlı bir şekilde sahip olmak istiyorsan bana
O zaman al toplarımı ağzına!
Oh, em o çikolatalı tuzlu toplarımı
Al ağzına ve yala
Em toplarımı bebeğim
Two Tablespoons of cinnamon, and 2 or 3 eggwhites
Half a stick of butter, meeeelted..
Stick it all in a bowl baby, Stir it with a wooden spoon
Mix in a Cup of Flour, you'll be in heaven soon
Say everybody have you seen my balls?
They're big and salty and brown
If you ever need a quick Pick-me-up
Just stick my balls in your mouth!
Ooh, suck on my chocolate salty balls,
Stick em in your mouth and suck em!
Suck on my Chocolate Salty balls
they're packed full of vitamins, and good for you,
So suck on My balls!
Quarter cup of unsweeted chocolate, and half cup of brandy
Then throw in a bag or two of sugar, and just a pinch of vanilla
Grease up the cookiesheet, cos i hate when my balls stick
Then Preheat the oven to 350, and give that spoon a lick
Say everybody have you seen my balls?
They're big and salty and brown
If you ever need a quick Pick me up
Just stick my balls in your mouth...
Suck on my chocolate salty balls
Stick em in your mouth and suck em!
Suck on my Chocolate Salty balls
they're packed full of goodness, high in Fibre
Suck on My balls!
[sniff sniff] Hey, wait a minute, what's that smell?
Smells like something burning
Well, that don't confront me none
As long as I get my rent paid on the Friday.
Baby you'd better get back in the Kitchen..
Cos i've gotta Sneaking Suspicion..
Oh man baby, baby! You just burnt my balls!
Someone help me, my balls are on fire!
Get some ice baby! My balls are Burning!
Get some water, pour some water on me!
My Balls are burning!
Help me, Blow on em, Blow on em, do something!
Ooh, suck on my chocolate salty balls
Stick em in your mouth and suck em!
Suck on my Chocolate Salty balls
Put em out baby, Blow em!
Suck on my balls, baby! Suck on my balls Baby!
Suck on my red hot, salty, chocolate balls
Put em out baby, hoo, hoo
Suck on my balls...
Devamını okuyun...>>
24 Haziran 2009 Çarşamba
Hayırlı olsun =)
On gün diyerek kaçtığım İstanbul’a bir ay uzak kaldım – ama yakında döneceğim. Kızmak yok, çok huzurlu bir yerde, sevimli ve şımarık olmayan ufacık çocuklarla birlikte, güzel insanlarla beraberim. Siz olsanız siz de gelmezdiniz valla. Aslında benim oraya değil sizin buraya gelmeniz gerekir ama o zaman Köyceğiz küçük çapta bir deprem yaşar herhalde =)
Her zaman sözünü verdiğim ama bir türlü tutamadığım “şarkı sözü çevirmece” sitesini sonunda açmış bulunuyorum. Hayırlı olsun. Yavaş yavaş eklemeye devam edeceğim. Burayı da artık günlük gibi kullanırım. Tabi bizim günlüğümüz =)
Ama önce… hal hatır sormaca:
Fındık, valla çok özledim seni, en çokta bana verdiğin siparişlerden farklı şeyler getirdiğimdeki yüz hallerini hahah =) Ve çok merak ediyorum bana anlatacağın o iş muhabbetleri neler, gelir gelmez can kulağıyla dinleyip kendi çapımda fütursuzca yorumlayacağım hepsini, sen unutmadan küçük küçük notlar almaya başla. Damla sakızlı kahve içmeye devam mı? Ben yokken kiminle gizli gizli yumurtalı patates yiyorsun bakayım =)
Kanka Leite, biliyorum çok çalışıyorsun, ve hayat bunaltıyor sürekli seni, özellikle El Galacticos’un transferleri eminim küçük çapta bir kalpçik krizi geçirtmiştir sana. Galip’le karar aldık, yeni sezonda Real Madrid forması giyeceğiz: Ama yanlış anlama, hala Barcelona’lıyız. Sadece daha demokratk bir platform oluşsun diye böyle yapmayı uygun gördük. Sonuçta anlamalısın: eğer sen hem kravat takıp hem de sol kolunu kaldırıp marşlar okuyabiliyorsan, biz de Real Madrid forması giyip Barcelona marşı söyleyebilmeliyiz di mi? (darbeci fünk fünk) Asa’ma ve büyü taşlarıma umarım iyi bakıyorsundur!
Özge, Ece ve Çiğdem; kutlu doğum haftasında yanınızda olamadım. Oysa ne hayallerimiz vardı, umarım gelecek sene. Gerçi bensiz baya bi eğlenmişsiniz, resimleri gördüm. Ama bensiz Buddha’nın dans pisti gerçekten çok yalnız görünüyordu. Havuç, yazılarını hala bekliyorum, sınavlarını geç, yazılarını yaz…sonra tatile…
Meo…emanet ne alemde? Oraya geldiğimde seni 10 kilo vermiş bir şekilde görmeyeceğim değil mi? =) Bisikleti yaptırdın mı? Oltalar hazır mı?? Yeni kokteyller var mı?? Coronamobil nasıl, satmadın di mi arabayı, Cevap versene olm =)
Artun, öyle msn’de “balkon, rakı, Türk Sanat Müziği” diye insanları kıskandırmaya çalışma, insan ol biraz =) Git albüm dinle, yeni şarkılar bul (Karar Ver! haha)
Adnan’dan pek ses çıkmıyor, badayla meşgul galiba. Beşiktaş’ın şampiyonluğu ve babalar günü kutlu olsun ona !
Nesil’le zaten facebook resim diyaloglarında baya bi konuşuyoruz, saolsun bilgisayarına virüs girdiğinde de beni yalnız bırakmıyor =) (Google kullanmayı öğrenemeyen insan evladı)
Çağan sanırım tekrar askere dönmüş, zira kendisini bir daha msn de falan göremedim. Korkuyorum yoksa O’nu kaçırıp Avustralya’ya çiftleştirmeye mi götürdüler başka koalaların yanına
Kuzibey’le ise zaten sürekli irtibat halindeyiz, daha geçenlerde Bodrum’daydık beraber. “Göbek…nasıl eritilir ki göbek?” diye söyleniyordu kendi kendine.
Senem Hanım İngiltere ve İskoçya seferlerinde bulunduğu için görüşemedik kendisiyle. Artık bilmiyorum bana oralardan ne getirdi :P (eğer bir şey getirmediysen hala zamanın var git sipariş et ebay den falan… star wars ışın kılıcı olabilir mesela)
İstanbul'daki bütün resimler orada kaldığı için açılışa koyamadım ama oraya döner dönmez yılbaşı gecesi azgınlıklarımızı, Taksim seferlerimizi, Marvin’i, Çengelköy kahvaltılarımızı ve tabi ki Kadıköy zamanlarımızı burada bulabileceksiniz.
Şarkılara gelince de, birebir çevirmedim, bu yüzden kendilerinden çok benim için ne olduklarını göreceksiniz.
Hepinizi çok özledim, az kaldı.
(hmmppfhh!)
Sevgiler; yarımelfiniz,
Emre
Devamını okuyun...>>
Her zaman sözünü verdiğim ama bir türlü tutamadığım “şarkı sözü çevirmece” sitesini sonunda açmış bulunuyorum. Hayırlı olsun. Yavaş yavaş eklemeye devam edeceğim. Burayı da artık günlük gibi kullanırım. Tabi bizim günlüğümüz =)
Ama önce… hal hatır sormaca:
Fındık, valla çok özledim seni, en çokta bana verdiğin siparişlerden farklı şeyler getirdiğimdeki yüz hallerini hahah =) Ve çok merak ediyorum bana anlatacağın o iş muhabbetleri neler, gelir gelmez can kulağıyla dinleyip kendi çapımda fütursuzca yorumlayacağım hepsini, sen unutmadan küçük küçük notlar almaya başla. Damla sakızlı kahve içmeye devam mı? Ben yokken kiminle gizli gizli yumurtalı patates yiyorsun bakayım =)
Kanka Leite, biliyorum çok çalışıyorsun, ve hayat bunaltıyor sürekli seni, özellikle El Galacticos’un transferleri eminim küçük çapta bir kalpçik krizi geçirtmiştir sana. Galip’le karar aldık, yeni sezonda Real Madrid forması giyeceğiz: Ama yanlış anlama, hala Barcelona’lıyız. Sadece daha demokratk bir platform oluşsun diye böyle yapmayı uygun gördük. Sonuçta anlamalısın: eğer sen hem kravat takıp hem de sol kolunu kaldırıp marşlar okuyabiliyorsan, biz de Real Madrid forması giyip Barcelona marşı söyleyebilmeliyiz di mi? (darbeci fünk fünk) Asa’ma ve büyü taşlarıma umarım iyi bakıyorsundur!
Özge, Ece ve Çiğdem; kutlu doğum haftasında yanınızda olamadım. Oysa ne hayallerimiz vardı, umarım gelecek sene. Gerçi bensiz baya bi eğlenmişsiniz, resimleri gördüm. Ama bensiz Buddha’nın dans pisti gerçekten çok yalnız görünüyordu. Havuç, yazılarını hala bekliyorum, sınavlarını geç, yazılarını yaz…sonra tatile…
Meo…emanet ne alemde? Oraya geldiğimde seni 10 kilo vermiş bir şekilde görmeyeceğim değil mi? =) Bisikleti yaptırdın mı? Oltalar hazır mı?? Yeni kokteyller var mı?? Coronamobil nasıl, satmadın di mi arabayı, Cevap versene olm =)
Artun, öyle msn’de “balkon, rakı, Türk Sanat Müziği” diye insanları kıskandırmaya çalışma, insan ol biraz =) Git albüm dinle, yeni şarkılar bul (Karar Ver! haha)
Adnan’dan pek ses çıkmıyor, badayla meşgul galiba. Beşiktaş’ın şampiyonluğu ve babalar günü kutlu olsun ona !
Nesil’le zaten facebook resim diyaloglarında baya bi konuşuyoruz, saolsun bilgisayarına virüs girdiğinde de beni yalnız bırakmıyor =) (Google kullanmayı öğrenemeyen insan evladı)
Çağan sanırım tekrar askere dönmüş, zira kendisini bir daha msn de falan göremedim. Korkuyorum yoksa O’nu kaçırıp Avustralya’ya çiftleştirmeye mi götürdüler başka koalaların yanına
Kuzibey’le ise zaten sürekli irtibat halindeyiz, daha geçenlerde Bodrum’daydık beraber. “Göbek…nasıl eritilir ki göbek?” diye söyleniyordu kendi kendine.
Senem Hanım İngiltere ve İskoçya seferlerinde bulunduğu için görüşemedik kendisiyle. Artık bilmiyorum bana oralardan ne getirdi :P (eğer bir şey getirmediysen hala zamanın var git sipariş et ebay den falan… star wars ışın kılıcı olabilir mesela)
İstanbul'daki bütün resimler orada kaldığı için açılışa koyamadım ama oraya döner dönmez yılbaşı gecesi azgınlıklarımızı, Taksim seferlerimizi, Marvin’i, Çengelköy kahvaltılarımızı ve tabi ki Kadıköy zamanlarımızı burada bulabileceksiniz.
Şarkılara gelince de, birebir çevirmedim, bu yüzden kendilerinden çok benim için ne olduklarını göreceksiniz.
Hepinizi çok özledim, az kaldı.
(hmmppfhh!)
Sevgiler; yarımelfiniz,
Emre
Devamını okuyun...>>
23 Haziran 2009 Salı
Iris - Goo Goo Dolls
Herşeyden vazgeçebilirdim sana dokunabilmek için
Çünkü biliyorum hissedebiliyorsun beni
En yakın cennetimsin görebileceğim
Ve eve gitmek istemiyorum şimdi
Ve hissedebildiğim tek şey yaşadığımız an
Ve alabildiğim tek nefes senin hayatın
Ve şimdi ya da sonra bitecek hepsi
Özlemek istemiyorum seni bu gece
Ve istemiyorum Dünya'nın beni görmesini
Çünkü sanmıyorum anlayabileceklerini beni
Her şeyin parçalanmak için yaratıldığı bu yerde
Sadece senin bilmeni istiyorum aslında kim olduğumu
Ve karşı koyamazsın akmayan gözyaşlarına
Yalanlarının içindeki gerçek anlara
Herşey filmlerdeki gibi hissettiriyorsa
Evet, kanatırsın kendini anlamak için yaşadığını
Ve istemiyorum Dünya'nın beni görmesini
Çünkü sanmıyorum anlayabileceklerini beni
Her şeyin parçalanmak için yaratıldığı bu yerde
Sadece senin bilmeni istiyorum aslında kim olduğumu
Sadece senin bilmeni istiyorum aslında kim olduğumu
And I'd give up forever to touch you
Cuz I know that you feel me somehow
You're the closest to heaven that I'll ever be
And I don't want to go home right now
And all I can taste is this moment
And all I can breathe is your life
Cuz sooner or later it's over
I just don't want to miss you tonight
And I don't want the world to see me
Cuz I don't think that they'd understand
When everything's made to be broken
I just want you to know who I am
And you can't fight the tears that ain't coming
Or the moment of truth in your lies
When everything feels like the movies
Yeah, you'd bleed just to know you're alive
And I don't want the world to see me
Cuz I don't think that they'd understand
When everything's made to be broken
I just want you to know who I am
I just want you to know who I am
Devamını okuyun...>>
Princess Aurora - Luca Trulli
Gölgeler yükseldiğinde ve uçmaya başladığında kargalar,
Kherd'in sessiz ormanlarına yaklaşıyorsun
Hatıralar, sessiz rüyaları sürüyorlar
Ufuklar kaybolurken kahverengi düzlüklerde
Ve gecenin elfleri yolumun üstündeler yeni doğan güneşte
Ve kalbin cesurca çarpmaya başlıyor en karanlık gölgelerin efendisi karşısında
Ben buradayım ve bekliyorum ruhunu
Prenses Aurora, mükemmel görüntü
Küzey göklerinin büyülü hanımı
Sakla kalbimi, ben uçacağım uzaklara
O'nun aşkıyla
Mükemmel olan, bir mucizenin doğuşu
Meleklerin kristal tahtlarına giden amacımı aydınlat
Fantaziler, yolhayallerimin yolcuları,
Çalın ruhumu karıştırmak için O'nun nefesine
Ve gecenin elfleri yolumun üstündeler yeni doğan güneşte
Ve kalbin cesurca çarpmaya başlıyor en karanlık gölgelerin efendisi karşısında
Ben buradayım ve bekliyorum ruhunu
Prenses Aurora, mükemmel görüntü
Küzey göklerinin büyülü hanımı
Sakla kalbimi, ben uçacağım uzaklara
O'nun aşkıyla
While the shadows rise and the ravens fly
To the silent wood of Kherd you come now
Memories, ride the silent dream
While the horizons fade to brown of new plains
And the elves of night now cross my way to my new dawn
And your heart is riding brave
against the darkest shadowlord
I am here to await your soul
Princess Aurora, wonderful vision
Magic lady of the northern skies
Keep my heart and I will fly away
With his love
Wonderful, born of miracle
Light my goal to the crystal throne of angels
Fantasies, travellers of my dreams
Steal my essence to blend it with her breath
And the elves of night now cross my way to my new dawn
And your heart is riding brave
against the darkest shadowlord
I am here to await your soul
Princess Aurora, wonderful vision
Magic lady of the northern skies
Keep my heart and I will fly away
With his love
Devamını okuyun...>>
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)