"Günaydın," dedi küçük prens.
"Günaydın," dedi demiryolu makasçısı.
"Burada ne yapıyorsunuz?" diye sordu küçük prens.
"Binlerce yolcunun gitmek istedikleri yöne gitmelerini sağlıyorum," dedi makasçı. "Trenlerin kimini sağa, kimini sola gönderiyorum."
Gök gürlemesini andıran bir sesle geçen ışıklı bir ekspres treni makasçının kulübesini sarstı.
"Ne kadar da hızlı gidiyorlar?" dedi küçük prens. "Neyin peşindeler?"
"Bunu o trenin makinisti bile bilemez," dedi makasçı.
Yine pırıl pırıl ışıklı bir ekspres, bu kez ters yöne hızla geçti.
"Bu kadar çabuk mu dönüyorlar?" diye sordu küçük prens.
"Yo yo, bu başka," dedi makasçı. "Bu bir tür değişim."
"Bulundukları yerde mutlu değiller mi?" diye sordu küçük prens.
"Kimse bulunduğu yerde mutlu değildir," dedi makasçı.
Üçüncü bir trenin, gök gürültüsünü andıran bir sesle geldiğini duydular.
"Daha önce geçenleri mi kovalıyorlar?" diye sordu küçük prens yine.
"Hiç kimseyi kovalamıyorlar," dedi makasçı. "Uykudalar şimdi. Uykuda değillerse bile esniyorlardır. Yalnızca çocuklar burunlarını cama dayamışlardır."
"Yalnızca çocuklar neyin peşinde olduklarını biliyorlar," dedi küçük prens. "Paçavradan bir bebekle saatlerce oynarlar ve o bebek çok önemli olur onlar için ve eğer birisi onu ellerinden almaya kalkarsa ağlarlar..."
"Şanslılar" dedi makasçı.
21 Haziran 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder